Niyete filan bakma, önce doğru anla (2)
Kişi: Süleyman Demirel
Yine salakça tavır alabilecekler için baştan belirtmekte
yarar var. Burada Demirel’den bir tavır, üç de ifade örneği vereceğim. Beni
tanıyanlar için vurgulamama gerek yok, Demirel’i sevmem. Hayatımızın baharı
onun MC faşolarına karşı dövüşmekle geçti. TBMM’de Deniz’lerin idamı oylanırken
iki elini birden evet için kaldırmasını da unutmadık tabii. Ama hakkını da
teslim etmek lazım, ne Deniz’i, ne Yusuf’u, ne Hüseyin’i ne de annelerini
miting meydanlarında yuhalatacak kadar alçalmadı.
İlk örnek, Demirel’den bir tavır. Özal’ın ölümünden sonra
cumhurbaşkanı seçildiğinde, darbeci faşist Kenan Evren’i uçakla aldırıp
Ankara’ya törene getirtmiş, bu tavrı çok eleştirilmişti. Attığı hava “devlette
küslük olmaz” şeklindeydi, ama esas yaptığı tek bir soru ile açıklanabilirdi:
“Nasıl koydum ama?”
(Demirel’in Kenan Evren hakkındaki görüşlerini en net
haliyle on altı sayfalık “Zincirbozan Beyannamesi”nde bulabilirsiniz, benden
duymuş olmayın, gramını yiyen kudurur).
Şimdi de yine Demirel’den ifade örnekleri. İlki zayıf
yönleri olan bir örnek, ama sanırım ilk kez böyle bir açıklamada kullanılıyor.
“Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz”. Tamam zayıf, ama biraz
irdeleyelim. Dönem MC dönemi, yani içinde Türkeş’in faşist partisinin de
olduğu, komünizm geliyor paniğiyle kurulmuş bir koalisyon sözkonusu.
Demirel, “evet, milliyetçiler adam öldürüyor” dese, tüm
koalisyonu suçlamış olacak, doğrudan Türkeş’i işaret etse, koalisyon dağılacak
(maazallah komünizm geliverecek). Farklı bir şey yapıyor, bir taşla iki kuş
vuruyor: Hem koalisyonu tümüyle suçlu olmaktan kurtarıyor, hem de tersten
okunduğunda “adam öldürenler milliyetçiler değil” diyerek, milliyetçiliği kendi
üzerine alıp, Türkeş’i milliyetçiliğin dışına itiyor. Türkeş de Demirel’in
kendisini savunduğunu zannedip, mutlu oluyor.
Zayıf dedik, ama şunu da vurgulamak lazım. Bugün Arınç’ın,
Babacan’ın, hatta Davutoğlu’nun bazı konuşmalarını dikkatlice incelerseniz, bu
kadar ince olmasa bile, saray korkusuyla örtülü kullanılmış bu tür ifadelere
rastlarsınız.
Demirel’den ikinci örnek ise, onun toplumsal olaylar
karşısındaki vurdumduymazlığını vurgulamak ve mahkûm etmek amacıyla kullanıldı:
“Sokaklar yürümekle aşınmaz”. Demokrasinin en iyi örneklerinden biri olan bu
sözün kıymeti, Ahmet Davutoğlu’nun “sokağa çıkana müsamaha göstermeyiz”
mealindeki sözlerinden sonra herhalde anlaşılmıştır. Anlamadıysanız da, davulun
tokmağı az.
Demirel’den üçüncü örnek maalesef gümbür gümbür geliyor,
özellikle de solculara. Neden? Çünkü solcular kendi tezlerinin ana
önermelerinden birini Demirel’in ağzından duydular ve anlamadılar, üstüne
üstlük bunu ayıp bir ifadeymiş gibi damgalayıp, yıllarca ağızlarına sakız
ettiler. OdaTV’de 12 Nisan Pazar günkü yazısında Cüneyt Ülsever hâlâ “siyaset meydanının en aşağılık reçetesi ‘dün dündür, bugün
bugündür!’ safsatası” ifadesini kullanıyordu. Bu ifade, söylendiğinden bu yana
ilkesizliğin en güçlü örneklerinden biri olarak anlatılageldi. Özellikle de
Demirel karşıtları tarafından.
Ayıba bak.
Kendisine solcuyum, hele hele sosyalistim diyen birinin mutlaka tanıması
gereken bir antik çağ filozofu var. Adı Herakleitos. En önemli katkılarından
biri, karşıtların birliğidir. Ayrıca “görecelilik” kavramını ilk irdelemiş olan
kişidir. Ama en meşhur lafı, “aynı ırmaklara girenlerin üzerinden farklı sular
akar”dır. Biz bunu genellikle “aynı nehirde iki kez yıkanılamaz” şeklinde ifade
ederiz. Demirel’in “dün dündü, bugün bugündür” ifadesi tümüyle bu esasa
dayalıdır. Her yeni gün kendi özgül koşullarında değerlendirilmelidir. Dünün
koşulları dünde kalmıştır, bugün yepyeni bir dünya ve yepyeni koşullar
sözkonusudur.
Bunun ilkesizlik
gibi algılanması ve yorumlanması, bana çok aykırı gelmiyor aslında. Ama
ifadenin doğru olduğunu da teslim etmemiz lazım.
Zaten özellikle
siyaset alanında bu ifadeyi devreden çıkarabilecek ilkeler de
oluşturulabiliyor. Mesela bir parti diyor ki: “Yarınki koşullar ne olursa
olsun, bugünden ilan ediyorum ki, AKP ile asla koalisyon yapmayacağım”. Bu
türden örneklere ileri demokrasilerde rastlanabiliyor, ama bizde?
Sağlıcakla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder